30 Eylül 2008 Salı

Gülhane Parkı!!!

Sultanahmet'te gezerken bir anda aklıma Gülhane Parkı geldi.Yaklaşık bir 10 sene olmuştu gitmeyeli.Çocukken nasıl bir sevinçle nasıl bir heyecanla doluyorsam oraya giderken aynı duyguları hissettim.Temiz hava alır kuş seslerini dinler,pamuk şeker yer birazda kafesteki hayvanlara bakar çocukluğumu hatırlardım.İçeri girince ağlamamak için kendimi zor tuttum.İçeride ne bir seyyar dükkan ne bir hayvan ne bir insan gördüm.Şok oldum.Böylemiydi bizim çocukluğumuzdaki gülhane parkı.Seyyar dükkanlar neşe içinde gezen,hayvanlara fındık fıstık atan insanlar.Aslanların kükreyişleri,çocukların koşuşturmalarından eser yoktu.Böylemiydi benim çocukluğumdaki gülhane?1996 yılıydı yanılmıyorsam,Cengiz Kurtoğlunun Seviyorum albümünün çıktığı yıl.Konserine gitmiştik.Hele ramazanda bir başka olurdu Gülhane Parkı.İçimdeki burukluğu ne size anlatabilirim ne kendime.Çok kötüyüm çok.Çocukluğunuda yaşayamıyor insan.

Bayramınız Mübarek Olsun!!!Seninde abi!!!

Şeker bayramınız mübarek olsun.Seninde Alpaslan abi.:(

29 Eylül 2008 Pazartesi

Adam gibi adam Erhan Albayrak



Forman için akıttığın ter ananın ak sütü gibi helal olsun...Eyvallah Erhan Albayrak.







Teşekkür!!!

Acımızı paylaşan,kendi acıları gibi gören Fenerbahçelisinden Karşıyakalısına bütün taraftar gruplarına kendi adıma teşekkürü bir borç bilirim.

ALPASLAN ÖLMEDİ KALBİMİZDE YAŞIYOR...

Oldu mu be abi?


Varmıydı abi bu kadar erken gitmek?Bize böyle veda etmek?Ne yazılır abi şimdi buraya?Allah mekanını cennet bahçelerinden cennet eylesin abi.Maç izlediğin yer cennet oldu abi artık.Yukarıdan izleyeceğini biliyoruz Galatasaray'ımızı.Biz var oldukça sende yaşayacaksın abi bizimle beraber.


Yıllar yılı hiç bıkmadın

Büyük bir aşkla bağlandın

Yeri geldi sabahladın

Bütün ömrünü harcadın....


Şimdi söyle nerdesin sen?

Oldumu bırakıp gitmen

Keşke çıkıp şaka desen

Ne olur Alpaslan Dikmen....

13 Eylül 2008 Cumartesi

Sarı-kırmızılı renklere küçükten beri hayrandım.Galatasaray İzmir'e geldiğinde okuldan kaçar, maça giderdim.Bence Galatasaraylılık din gibi,mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır.Galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım." "Fenerbahce 20 bin, adalet bir yıl için 10 bin lira transfer ücreti teklif ederken, ben Galatasaray ile yıllığına 8 bin liraya anlaşma yaptığım gün mutluluktan uçuyordum..." "Sahaya çıkmadan önce Allah'a dua eder, sahaya en son çıkmayı uğur sayardım.Aut çizgisini geçerken daima sağ ayağımı atardım.Maça başlamadan önce arkadaşlarım kaleye şut atarken, ben dolanıp durur, oyun başlayıncaya kadar topa vurmazdım... Sakatlandığım zaman, secde ederek iki elim önde 'Allah'ım sen bacaklarımı koru' diye dua ederdim." "Galatasaray'ın alt yapısında 18 tane metin vardı... Galatasaray'daki bu metin'lerin sayısı bana söylendiğinde önce inanmamıştım. futbol okulunun çeşitli kademelerinde bu metin ismi dikkat çekmiş ve onları biraraya getirmişler. sonra da bana haber verdiler,gittim hepsini kucakladım." "Fenerbahce'ye attığım ağları yırtan golüm çok konuşulmuştu.Hikayesi ise şöyledir ;Fenerbahce ile oynayacağımız her maçın havası ayrı olurdu. 1959 yılının 10 haziran günü oynayacağımız milli lig'in ilk final maçının önemi çok büyüktü. futbol federasyonu bu kritik maça yugoslavya'dan hakem getirmişti. tansiyon yüksekti.Maçtan bir gece önce Çınar otelde yugoslav hakemin üç fenerbahçeli yöneticiyle birlikte yemek yediği görülünce, İstanbul'da kıyamet koptu. Galatasaray kulübünün telefonları ihbarlarla inliyordu:'maç Çınar otel'de masa başında satıldı...yugoslav hakem fenerbahce'yi galip getirmek için ne lazım gelirse yapacak!..' bunun üzerine Galatasaray kulübü hakemin değiştirilmesi için federasyona başvurdu. hakem şaşırmıştı. ve ağlayıp sızlamaya başlamıştı. 'ne olur galatasaraylılar'a söyleyin böyle bir sebepten dolayı memleketime dönemem maçı namuslu bir şekilde yöneteceğim.' Yöneticilerimiz bir toplantı yaptı, hakemi kabul etti ve o yugoslav hakemle iki takım maça çıktı. 10 haziran 1959... dolmabahçe stadı yükünü almış, ezeli mücadeleyi bekliyor. sıcağa rağmen tribünler herzamanki gibi rengarenk... oyun hızlı başlamıştı. maçı mutlaka kazanmak istiyorduk. Çok hırslıydık... turgay uzun bir degaj yaptı. boş top, ceza sahasının üstüne süzülmüştü. topa kaleci Özcan arkoç ile birlikte yükseldik. Özcan topa uzanabilmek için adeta benim sırtıma tırmanmıştı.. Çok yükselmiş, bu sebepten de dengesini kaybetmişti. İkimiz birden yere düştük. Özcan anlayamadığım bir şekilde kıvranmaya başladı. o anda fenerbahce tribünleri benim Özcan'a vurduğumu zannederek küfretmeye başlamıştı. o çirkin tezahüratın ilk defa muhatabı oluyordum. Şaşırmıştım ve utanmıştım. suçlu olmamama rağmen utanmıştım. o sırada yanıma fenerbahçeli nazi erdem ve basri dirimlili geldiler. İkisi de çok sevdiğim arkadaşlarımdı...Benim kasıtlı bir hareket yapmayacağımı benden iyi bilirlerdi.Ben onlarla konuşurken birden diz kapağıma bir tekme yedim.Acıyla tekmeyi vurana baktım.Bana vuran,kendine fenerbahce'de yer edinmeye çalışan Avni idi. o acıyla ben de Avni'ye bir yumruk attım.Yumruğu Avni'nin suratına indirince saha karıştı.Antrenörümüz George Dick, Eşfak Aykaç,Muzaffer Bozok ve menajerimiz Osman İncili beni olaylardan sıyırıp saha dışına götürmeye çalışıyorlardı. o kargaşa arasında yöneticimiz Muzaffer Bozok ile Osman İncili yugoslav hakeme kızıyorlardı. aradan iki üç dakika geçmiş, saha boşaltılmıştı. yugoslav hakem hışımla yanıma yalaştı ve saha dışını gösterdi.O güne kadar hiçbir hakemden bu kararı duymadığım için neye uğradığımı şaşırmıştım. Hırsımdan ağlıyordum.Sahadan çıkmadan önce gidip fenerbahçe tribünü önünde çakıldım.Ben gidince onlar da şaşırdı.Biraz önce o çirkin kelimeleri bana layık gören insanlardı onlar.Durdum.Bir baştan bir başa o triibünleri süzdüm. Sonra eğildim ve bana küfedenleri selamladım. Ortalık sakinleşmişti.Ben soyunma odasına gitmeye kara verirken Suat,Turgay ve diğer arkadaşlarım kolumdan tutup 'Dur,hakem kararını değiştirdi galiba" dediler. Oyun duralı 7 dakika olmuştu ve 7 dakikadan sonra yugoslav hakem beni sahadan atmaktan vazgeçmişti.Karar değişince fenerbahçeli futbolcular kahroldular. Bundan sonra yüz binleri ağlatan tek golü ben atacaktım.37.dakikada ağları parçalayan bazukayı fenerbahce kalesine ben yolluyordum. Allahım rüya gibiydi sanki o an... Nuri bir pas atmıştı,sola doğru kaçtım.Osman hızla üzerime geldi,onu atlatmak benim için zor olmadı.Aut çizgisine kadar gittim sol ayağımı çizgiye dayayıp topu kepçeledim.En büyük korkum Naci idi. Naci Erdem ekseri bu toplara çift dalardı.Fakat ondan da sıyrıldım.Evet, önümdeki topa çok dar açıdan vurmak zorundaydım.Bu bir an meselesiydi. bu kısa zaman içinde başımı kaldırdım ve kale içinde bir noktaya tüm kuvvetimle vurdum.Kaleci Özcan, köşeyi kapatmıştı.Buna rağmen top hızla kaleye girdi.İnanın topun baktığım noktadan dışarı çıktığını ve ağları parçaladığını sonradan öğrendim. golden sonra arkadaşlarımın sırtındaydım. tribünlerden 'cim bom bom..." sesleri yükseliyordu. halbuki hakem de dahil, golü dolmabahçe satdındaki kimse farketmemişti. hakem önce aut vermiş, sonra parçalanmış ağları görünce gole hükmetmişti. maçtan sonra fenerbahce'nin eski kaptanlarında fikret arıcan 'vallahi azizim bizim zamanımızda topa en iyi vuran adam Bekir'di...ama itiraf edeyim ki Metin daha iyi vuruyor...' diyordu . " "Eşim ve ailesinin sürekli baskısındaydım. evliliğimin ilk günlerinde topu bırak diye diretmişlerdi. gülüp geçmiştim bu komik sözlere. ben nasıl aç susuz yaşardım ki? futbol benim dünyamdı. topu bırak emri yerine gelmeyince bu defa daha komedi bir teklifle karşılaştım ' Galatasaray'ı bırak İzmir'e dön...' diye diretiyorlardı. Galatasaray'ı bırakacağım ha? Allah korusun! Allah yazdıysa bozsun! Galatasaray benim dünyam, Galatasaray benim yuvam. nasıl bırakırım Galatasaray'ı? evet İzmir'i eşim kadar severim. ama benim bir de sevdiğim Galatasaray'ım var. O aralar bizim rusya seyahatimiz vardı. eşim oya, kafasındaki acı planı İzmir' de uygulamaya koymuş. benim adımı ve imzamı kullanarak, beden terbiyesi genel müdürlüğüne bir mektup götürmüş...gazetecilere de 'metin Galatasaray'da satışa çıkarılmasını istedi ' demiş... aman yarabbim... böylesi görülmüş şey değildi. İzmir bölge müdürü mektubu almış ve 'peki efendim' demiş. 'mektubu hemen ankara'ya yolluyorum...' bu mektubu ciddi zanneden galatasaraylıları bir telaş almış. ben rusya'da iken bir yardım kampanyası açılmış. amaç para toplayıp benim Galatasaray'da kalmamı sağlamak. bunu duyunca oya İzmir'den feryadı basmış ' metin 500 bin liraya bile Galatasaray'da kalmayacak ' haber bana ulaştırılınca, gazetecilere bir açıklama yapmak zorunda kaldım. ve şu mesajı ilettim : 'Galatasaray'da kalmaya ailece karar vereceğiz.İzmir'i, eşim oya kadar severim ama benim bir de yürekten bağlandığım Galatasaray'ım var.' ama oya, topağacı'ndaki evi boşaltıp, eşyaları İzmir'e götürmüş. olacak iş mi? o eşyaların bir çoğunu evlenirken galatasaraylı taraftarlar hediye etmişlerdi. ne derdim galatasaraylı taraftarlara ben ?Rusya'da artık daralmaya başlamıştım. nihayet yeşilköy'e inmiştik. ama gözlerime inanamıyordum, İzmirsporlu yöneticiler beni kaçırmaya gelmişlerdi hem de bavul dolusu para ile. ama galatasaraylılar da korumaya. Meğer biz Rusya'dayken komuoyu ikiye bölünmüş, Oya mı kazanacak,ben mi? ben Galatasaray'ı seviyordum elbette benim dediğim olacaktı. ve rüçhan atlı'nın otomobiline biniyordum. Önce bizim eve gittik. kayınvaldem 'buraya galatasaraylılar giremez ' deyip kapıyı rüçhan ağabeyin yüzüne kapamıştı. hava elektriklenmmiş eşimle tartışmıştık, yüzüklerimizi atmıştık. bir basın toplantısı düzenleyerek 'ben parayı Galatasaray'a tercih etmem ' diyor ve Galatasaray'da kalıyordum.Avukatım Süha Özgermi Karşıyaka adliyesindeki üçüncü celsede boşanma işini bitirmişti bile...

12 Eylül 2008 Cuma

Haftasonu Futbol Ekranı

13.09.2008 Cumartesi
12.45 FK Moskova - Spartak Moskova (Spormax)
14.30 Motherwell - Celtic (Futbol Smart)
14.45 Liverpool - M. United (Spormax)
16.30 Köln - B. Münih (24)
17.00 Blackburn Rovers - Arsenal (Spormax)
19.00 Hacettepe - Fenerbahçe (Lig Tv)
19.00 Palermo - Roma (Ntv Spor)
19.20 Derby County - Sheffield United (Futbol Smart)
19.30 M. City - Chelsea (Spormax)
20.00 Samsunspor - Giresunspor (D Spor)
20.00 O. Lyon - Nice (Kanal A)
21.00 Barcelona - Racing Santander (Ntv Spor)
21.45 Galatasaray - Antalyaspor (Lig Tv)
22.00 Bordeaux - Marsilya (Kanal A)

14.09.2008 Pazar
15.30 Stoke City - Everton (Spormax)
15.30 Ajax Amsterdam - Roda (Futbol Smart)
16.00 Genoa - Milan (Ntv Spor)
17.30 Rubin Kazan - D. Moskova (Spormax)
18.00 Hannover 96 - B. Monchengladbach (24)
19.15 Sivasspor - Bursaspor (Lig Tv)
20.00 Ç. Rizespor - Orduspor (D Spor)
20.00 R. Madrid - Numancia (Ntv Spor)
21.45 Trabzonspor - Beşiktaş (Lig Tv)
22.00 PSG - Nantes (Kanal A)
22.00 Juventus - Udinese (Ntv Spor) Bant
00.00 Boca Juniors - Independiente (Ntv Spor) Ban
t00.30 Caen - S. Etienne (Kanal A) Bant

15.09.2008 Pazartesi20.00 Altay - Karşıyaka (D Spor)
22.00 Tottenham - Aston Villa (Spormax

Lincoln?


Biz seni nasıl yediysek,sende bizi daha fazla yedin be hacı abi..F5 tuşum yakanda olacak mahşerde.

Kombine Sadece Bir Karttanmı İbarettir?



Malumunuz beni tanıyanlar bilirler.Bilet koleksiyonu ve kombine koleksiyonu yaptığımı.Hayalmidir ulan şu kartları almak.
Yükselecek yavaş yavaş illaki alıcaz bir gün.
Şu siteye bir bakar mısınız ey ahali.Bulan eden bilen var mıdır bunları?

Hangi Sevdadan Galip Çıktık ki?

Giden her sevgilinin ardından
Hep biz olduk el sallayan
Haykırsak duyarlar mı sesimizi?
Hangi sevdadan galip çıktık ki?

Hiç galip çıkamadım yaşadığım sevdalarda,çıkamam da bu saatten sonra.Sana ulan bütün isyanım.......

Metin Oktay


Seni hiç görmedik belki,hiç izlemedik ağları yırttığın golde sevinmedik.Adalet ve fenerbahçeye nasıl bir ders verdiğini göremedik belki.Ama seni yaşıyoruz nur içinde yat Taçsız Kral Metin Oktay.


"Bizi sevenlere ihanet etmeyelim baba".....